6 Haziran 2016 Pazartesi

Safran Çiçeğinin Mucizesi


Dünyanın en zor açan çiçeklerinden birinin hikayesini dinlemek ister misiniz?

Aslında Dosimira koleksiyonunda her ürünün bir hikayesi olduğu gibi safran çiçekli fularımızın da bir başlangıç noktası var elbette.
Çok okuyan mı bilir çok gezen mi derler ya hani, ikinci gruba dahil olmak aslında ne büyük şanstır herkes  için? Biz ürünlerimizde kullandığımız desenleri ve temaları aslında hep seyahatlerimiz sırasında özel ve güzel şeylerden ani bir etkilenmeyle oluşturduk bugüne kadar, safran çiçekli fularımızın hikayesi de işte böyle başladı.

Safran bitkisi (orjinal ismi ‘’crocus sativus’’) 25-30 cm boyuna kadar ulaşabilen ve sonbaharda çiçek açan bir bitkidir. Mor renkli eşsiz güzelliğe sahip olan çiçeğinin üstünde 3 lif vardır ve bu liflerin kurutulmasıyla dünyanın en pahalı baharatlarından biri olan safran baharatı meydana gelir.
Peki neden bu kadar pahalıdır biliyor musunuz? Çünkü yarım kilo safran baharatı elde etmek için 75 bin çiçeğin yaklaşık 200 bin lifi kurutmak gerekir ki, bu da yaklaşık olarak 1 dönümlük bir tarlanın ekimi ile elde edilebilir. Aynı zamanda tüm süreçte de ciddi bir emek istemektedir. Sabah henüz güneş doğmadan elle tek tek toplanmak zorundadır.

Ancak sonunda bütün bu zahmetlere değdi dedirtecek bir niteliğe sahiptir safran. 1 gr safran baharatının yaklaşık 15-20 TL’ye satılmasının başka bir sürü de sebebi vardır aslında. Kendi ağırlığının yaklaşık olarak 100 bin katı kadar sıvıyı boyayabilme özelliği sayesinde bugün birçok endüstride kullanılmaktadır. Yüzyıllar boyu yapılan araştırmalar, gözlemler sonucunda da şifalı bitkiler kategorisinde de en başlarda yerini almıştır. Doğru dozda kullanıldığı takdirde iştah kapatıcı özelliği tespit edildiği gibi, yatıştırıcı özelliğe sahip olduğundan dolayı birçok psikolojik hastalığın tedavisinde de kullanılmaktadır. Bunun yanında karaciğere de iyi geldiği gözlenmiştir.
Ancak birçok bitkinin yanlış kullanımda yan etkileri olduğu gibi safranın da yanlış kullanımlarda olumsuz sonuçlar doğurduğunu unutmamak gerekir. Zehirlenme gibi durumlar yaşanabileceği gibi özellikle hamile bayanların safran kullanması düşük yapma risklerini yüksek oranda artırmaktadır.
Türkiye’de Safranbolu’ya adını veren safran bitkisi Urfa bölgesinde’de yetişmektedir ve biz de aslında bu güzel çiçekle ilk kez Safranbolu bölgesinde tanıştık.

Tabi bu kadar kıymetli bir çiçeğin tarihte ve edebiyatta yer almamış olması neredeyse imkansızdır. Ana vatanı Mezapotamya olan safran çok eski medeniyetlerde bile ilaç reçetelerinde kullanılmıştır. Mitolojik dönemlerde ise Tanrıçaların safranla süslendiği bilgisine ulaşabiliyoruz farklı kaynaklarda. Safranın cinsel gücü artırıcı özelliğini keşfeden Romalılar yeni evli çiftlerin yatak odasını safran çiçekleriyle süslerlermiş.

Hiç dikkat ettiniz mi? Bizans İmparatorluğu dönemine ait resimlerde azizlerin başının üstünde hep bir sarı hare vardır, bunun bile safran renginden geldiği söylenmektedir.

Tibet ve Hindistan taraflarına gidersek, Buda’nın ölümünden sonra rahiplerin safranla boyanmış kıyafetler giymeye başladığını öğreniyoruz. Safranın aslında spiritüel bir yanı da ortaya çıkmış oluyor böylece.


Günümüzde Hindistan’da bulunan bir sınıftaki kadınların ellerini hala safranla boyayarak masumiyeti ve saflığı temsil ettiğini öğrendik yaptığımız araştırmalardan.

Mitolojide de yok değil elbette safran çiçeği. Birçok farklı hikayenin varolmasıyla birlikte burada bizi en çok etkileyen hikayesi şöyle;

Safranın bilinen ismi Krokos, aslında Yunan Tanrıları’ndan Ermis’in arkadaşıdır ve şakalaşırken kafasına yanlışlıkla ciddi bir zarar verir ve Krokos’un kafası kanamaya başlar. Başından damlayan 3 damla kan safran çiçeğinin üstüne düşer ve bugün kurutarak o çok kıymetli safran baharatının kaynağı olan 3 kırmızı lifi oluşturur. Krotos ölür ve bu eşsiz güzellikteki çiçeğin ismi o günden sonra Krotos olarak bilinir.

Safran Bitkisi buraya sığdıramayacağımız daha nice hikayeler barındırır içinde. Hem çiçeğinin güzelliği, hem bitmek bilmeyen hikayeleri, hem ruhani gücü, hem de şifasıyla bizi çok etkileyen safranı biz tasarlayıp kıyafetlerinizi tamamlayan bir aksesuar haline dönüştürdük.

Siz de istemez misiniz böylesine mucizevi bir çiçeğin ışığını üstünüzde taşımayı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder